26 Kasım 2014 Çarşamba

Sıkıştırılmış Ego ve Bastırılmış Küstahlık


Herkes çok iyi biliyor bugünlerde. Kafalarda  yıkılmayan bir  tabu, düşüncelerde hep bir sinsilik. Bunları belli etmek istemiyorsanız, bir insanın gözlerinin içine uzun süre bakmayın. Zira ele veriyorsunuz kendinizi. Ya da gidin karıncaları incitin, çiçekleri ezin. Kendinizinden güçsüz şeyler bulun. İlla ego tatmin etmek istiyorsanız alternatif yöntemler var. Ancak, yapmaya üşendiğiniz şeyleri insanlara özendirmeyin. Sözüm ona, komik olmayın, küstah olmayın azizim.

Küstahlık en çok Necip Fazıl'a yakışır. Bırakın onda kalsın. Madem  Necip Fazıl dedik, efsaneleşmiş hikayelerinin birinden bahsedelim.

Rivayete göre Üstad bir gün arkadaşıyla lokantaya gider. Garson ne istemiştiniz diye sorar. Arkadaşının cevabı:
-Bana pilav üstü et getir.
Üstad da bunun üstüne:
-Bana da pilav getir. Ama üstüne etme der.

Sizler de nasihat verin, ama lütfen içine egolarınızı etmeyin. Yalan söylerken bile samimi olun. Bunu karşı tarafa hissettirin. Yalandan da olsa hissetsin!
Kuru duayı bırakın. Chesterfield'in da dediği gibi; 'Kelimeler düşüncemizin giyimleridir.'

Mesaj bilinç altınıza doğru yola çıktı. Birazdan beyninizde. Tatlı rüyalar..